ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

YALVAÇ

İSPARTA İLİ YALVAÇ İLÇESİ
YALVAÇ İLÇE TANITIM 
yalvaç
 isparta yalvaç
 yalvaç isparta
yalvaç resimler
yalvaç fotoğraflar
yalvaç manzaralar
yalvaç görüntüler
yalvaç haber
yalvaç harita
yalvaç yemekleri
yalvaç video
yalvaç spor
yalvaç turizm
yalvaç otel
yalvaç yurt
yalvaç pansiyon
yalvaç konaklama
yalvaç konut
yalvaç emlak
yalvaç daire
yalvaç satılık
yalvaç kiralık
yalvaç lojman
yalvaç arsa
yalvaç ekonomi
yalvaç sanayi
yalvaç ticaret
yalvaç tarım
yalvaç sağlık
yalvaç nüfus
yalvaç hastahaneleri
yalvaç devlet hastahanesi
yalvaç kaymakamlık
yalvaç belediye
yalvaç meb
yalvaç eğitim
yalvaç okul
yalvaç kurs
yalvaç lisesi
yalvaç dernek
yalvaç tarih
yalvaç tarihi eserleri
yalvaç kültür
yalvaç iş
yalvaç doğa
yalvaç gezi
yalvaç tatil
yalvaç dağları
yalvaç akarsuları
yalvaç
YALVAÇ İLÇE TARİH
 Yalvaç Isparta İline bağlı ve Isparta’nın 105 km. kuzeydoğusunda bulunmaktadır. 1415 km2 yüzölçümünü sahip ilçe çok eski bir yerleşim yeridir.
 Yalvaç kelimesinin lugat anlamı “peygamber, resul, elçi, yol gösterici” olmakla beraber bu şehre verilmiş olması, buraya Selçuklular devrinde yerleşen Oğuz Türk oymağının “Yalvaçlılar” olmasından kaynaklanmaktadır. Oğuz hanın altı oğlundan (Dağhan) ın birinci kabilesinin adı (Salur) dur; ikinci kabilesi de (Eymir) dir. Bu iki ismi taşıyan mahalleler Yalvaç’ta vardır. Salur kabilesi ise (3) boya ayrılır: 1) İçeri ki Salurlular, 2)Dışarıdaki Salurlular, 3) Horasan Salurları. Bunlar cihan tarihinde mühim roller oynamışlar ve isimlerini son zamanlara kadar muhafaza etmişlerdir.
 (Salur) boyları da üç kola ayrılmışlardır; 1-Yalvaç 2-Karaman 3-Anaböleği Bunlarda ufak oymaklara ayrılıyorlar. (Meru) havalisinden cenuba, şarka, şimale küçük gruplar halinde dağılmışlar ve (Meru ve Tekeleri) ile karışmışlardır. Antalya Havalisine verilen (Teke) adı da (Salur) boyundan. Şu hale göre (Yalvaç)lar kuvvetli ve asil bir Türk oruğundandır ve Horasan diyarından Anadolu’ya gelmişlerdir. (Naci Kum´un "Yalvaç Armağanı" adlı eserinden alınmıştır.) 1840 yılında İlçe teşkilatı, 1864’de belediye teşkilatı kurulmuştur. Yalvaç’a bağlı 13 belde ve 25 köy bulunmaktadır. Nüfus durumu aşağıda sunulmuştur. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2009Yılı Sonuçlarına göre
 MERKEZ KADIN ERKEK KASABA VE KÖYLER
 TOPLAM 20.448 10.321 10.127 34.788 55.236 Yalvaç sadece kendi bağlısı belde ve köyler için değil, yine Isparta İline bağlı olan Şarkikaraağaç ve Gelendost İlçe ve köyleri için de sadece ekonomik ve sosyal açıdan değil, sağlık ve eğitim hizmetleri açısından da bir cazibe merkezidir. Bu yerleşim yerlerinden çok sayıda öğrenci Yalvaç’taki eğitim kurumlarına gelmektedirler. Yalvaç’ta Isparta S.D.Ü. Üniversitesine bağlı Yalvaç Meslek Yüksek Okulu 14 bölümü ile 3500 öğrenciye eğitim vermektedir. Yüksekokul öğrencilerine hizmet veren Yurt-Kur’a bağlı kız (250), erkek (250) , Yalvaç Güçsüzler Vakfına ait Türkan
 ATAYALVAÇ Kız Yurdu (230), özel sektöre ait (150) olmak üzere toplam 880 kapasiteli öğrenci yurdu bulunmaktadır. Yalvaç sahip olduğu çok eski geçmişi ve kültürel özellikleriyle zengin bir turizm potansiyeline sahiptir. Antiocheia in Psidia (Antik Kent) Anadolu’da kurulan antik kentler arasında oynadığı önemli roller ve eşsiz yapılarıyla ayrı bir önem taşımaktadır. Yalvaç’ın kültürel zenginliklerini teşhir eden Yalvaç Müzesi genellikle Roma, Bizans ve Osmanlı devirlerine ait eserlerle oldukça zengin bir müze niteliğindedir. Yalvaç’ın kültürel değerleri arasında önemli yerlerden biri de “ Yalvaç Hacı Ali Rıza Efendi Halk Kütüphanesi”dir. Kuruluşu 108 yıl öncesine dayanır.
 Kütüphane 1970 yılından itibaren kendi binasında faaliyete devam etmekte olup, çeşitli konularda 30 bini aşkın eseri ile en önemli kültür hazinelerimiz arasındadır. Yalvaç Merkezinde sağlık hizmetleri açısından 150 yatak kapasiteli Devlet Hastanesi, 50 yatak kapasiteli Doğumevi ve 3 adet sağlık ocağı bulunmaktadır.
 Mahalleler • Abacılar • Debbağlar • Eski mahalle • Görgü bayram • Görgü orta • Görgü cami • Kaş aşagı • Kaş cami • Kaş hacıbey • Kaş yukarı • Kızılca • Leblebiciler • Saray • Müderris • Pazar Aşağı • Pazar Yukarı • Salur • Sofular • Hıdırlık • Sanayi • Çarşı • Fatih • Bağlar • Cumhuriyet • Bahçelievler • Kuşku • Zafer • Akköprü Kasabalar • Sücüllü • Bagkonak • Dedeçam • Kozluçay • Kuyucak • Çetince • Tokmacik • Körküler • Özgüney • Özbayat • Hüyüklü • Yukarı Kaşıkara • Kumdanlı Köyler • Akçasar • Altıkapı • Asağı Tırtar • Ayvalı • Baglarbaşı • Celeptaş • Çakırcal • Çamharman • Gökçeali • Ilegi Çiftlik • Kırkbaş • Kurusarı • Sagır • Taşevi • Yarıkkaya • Terziler • Yagcılar • Yukarı Tırtar • Hisarardı • Koruyaka • Mısırlı • Aşagı Kaşıkara • Eyuplar • Egirler • Bahtiyar
 GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ÖZETLE TARİHİ
 Kentin bitek çevresinin bir göstergesi olan en erken bulgular, günümüzden 8 milyon yıl öncesinde yaşamış "At, Fil ve Gergedan" fosilleri bulunan, Tokmacık yöresiyle başlar. Daha sonra yakın çevredeki Neolitik Dönem (İ.Ö. 6 Bin) yerleşimleriyle devam eder. Kentin kuruluş tarihi ise İ.Ö. 3. Yüzyılda Helenistik krallıklardan Seleukid hanedanıyla başlar. İskenderin ölümünden sonra Anadolu'da devam eden paylaşım kavgalarının sonunda,Psidia Bölgesi I. Seleukos Nikator'un eline geçer. Helenistik dönemin özelliği olan fethedilen yerlerde,bölgedeki yerli halk üzerinde egemenlik kurmak için,stratejik yerlerde tahkimli kentler kurulur,yada kurulu olanlar tahkim edilirdi.
 Antiocheia kenti de,İ.Ö. 275 Tarihinde I.Antiokhos Soter'in ,kurulu kenti tahkim ettikten sonra dedesi ve kendinin adı olan Antiochos'u kente vermesinden sonra tarih sahnesine çıkar. Ancak kentin yakınındaki Men Kutsal Alanı buluntularının İ.Ö. 4. yüzyıla dek ulaşmış olması bölgede bir Klasik dönem kültürünün de olduğunu gösterir. İ.Ö. 2 yüzyıldan itibaren,Avrupanın en güçlü devleti haline gelen Roma İmparatorluğu,doğuya doğru ilerleyerek,Anadolu'ya girer. Trakya'dan başlayan fetih,Çanakkale Boğazı üzerinden,Magnesia, Psidia ve Frigya'ya dek uzanır. Bu dönemde bölge Bergama Krallığı egemenliğinde kalır,ta ki İ.Ö. 133 yılında ölen Bergama Kralı III. Attalos vasiyetiyle ,içinde Pisidia da olan, egemenliği altındaki tüm toprakları Romaya bırakıncaya kadar. Kent, en parlak dönemini Roma egemenliğinde yaşar,bu dönemde yoğun imar faaliyetleri görülür. Augustus döneminde (İ.Ö 27-İ.S. 14) Psidia Bölgesinde 8 koloni kurulmuş ancak ,konumu nedeniyle yalnızca Antiochia'ya
 " COLONIA CAESAREİA " , yani Sezar'ın şehri ünvanı verilmiştir. Yine bu dönemde kent,hakim olduğu Psidia Bölgesinde, başkent konumuna yükselen önemli bir Roma kolonisi haline gelmiştir. Kent,imarı sırasında,aynı Roma kentinde olduğu gibi 7 tepe üzerinde kurulmuş 7 mahalleye bölünmüştür. İ.S 3. Yüzyıl sonlarına dek resmi dil latincedir. Bugün kenti gezerken görebileceğimiz yapıların büyük bir kısmı da, Roma Döneminde bu yoğun imar faaliyetlerinden günümüze ulaşabilenlerdir. Kentin önemini fark eden Aziz Paulus ,İ.S. 46 ve 62 yılları arasında Antiocheia'ya üç kez gelerek,Hristiyanlığın temellerini burada atmış ve dünyaya buradan yaymaya başlamıştır.
Özellikle İ.S. 4. Yüzyılın başlarında Hristiyanlığın serbest bırakılmasıyla Bizans döneminde de önemini dini bir merkez olarak sürdürmüştür. İ.S. 8. Yüzyılda başlayan Arap akınları ve haçlı savaşlarıyla harabeye dönen Kent ,yavaş yavaş tarih sahnesinden çekilmeye başlamıştır. Ancak ,1176 yılında Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan'ın Bizans ordusunu yendiği ve Yalvaç yakınlarında yapılan Myriakephalon Savaşından sonra bölgeye yerleşen Türkler, kente, eski kültürel merkez özelliğini yeniden kazandırmışlardır. Anadolu'nun bu bölgelerine kadar yayılan
 Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun 1300 yıllarında Moğolların istilasına uğrayarak parçalanmasından sonra ortaya birçok beylikler çıkmıştır.Bu beylikler arasında bulunan Hamitoğlu beyliğine katılan Yalvaç o tarihte beyliğin önemli bir merkezi olmuştur.Ancak Anadolu'ya yerleşen Osmanogulları ayni tarihte gelişmeye başladığından 1400 yıllarında Osmanlı İmparatorluğuna katılmıştır. Osmanlılar döneminde tüm Anadolu'da uygarlık üst düzeyde olduğundan Yalvaç'ta bu dönemde inşa edilen cami, han, hamam, ve sivil mimari örneklerine bugünde rastlamak mümkündür.Bundan sonra Isparta ve çevresi ile birlikte Hamit Sancağı adı ile Konya'ya, daha sonra Isparta Sancağı vasıtasıyla Bursa'ya, 1840 yılında kaza haline geldikten sonra yeniden Konya'ya bağlanmıştır.
 1864 yılında ilçede Belediye Teşkilatı kurulmuştur.Yalvaç Cumhuriyetin ilanından sonra Isparta'ya bağlanmış ve her geçen gün gelişerek bugün Göller Bölgesinin önemli merkezlerinden biri olma özelliğini korumaktadır. Günümüzde özellikle kültür, turizm, tarım ve el sanatları (dericilik, keçecilik, halıcılık) yönünden önemli bir potansiyele sahiptir.Yalvaç "Resul" yol gösterici manasına gelmektedir.Selçuklular döneminde buraya yerleşen Oğuz oymaklarından ilki Yalvaçlar olduğu için kente bu isim verilmiştir.
 YALVAÇ İLÇE KÜLTÜR
 YÖREMİZİN KÜLTÜRÜ
 Evlenme Yalvaç yöresinde görücü usulü ile evlenme, anlaşarak evlenme, yaygın evlenme şekilleridir. Bunun yanında kırsal kesimde az da olsa kız kaçırma denilen evlenme usulüne rastlanır. Görücü usulü ile evlenme, bilhassa geleneklerine sıkı sıkıya bağlı, ataerkil ailelerde görülmektedir. Anlaşarak evlenme, toplumumuzdaki modernleşmeye bağlı olarak daha yaygındır. Kız isteme Beğenilerek, eş namzedi olarak belirlenen genç kız için bir ön araştırma yapılır. Kızda iffet, soyluluk, iyi huyluluk aranan ortak değerlerdendir. Aday uygun bulunursa, ziyaret için gün alınır.
 Kızın ailesi de çeşitli hazırlıklar yapar, bilhassa evine tertip ve düzenine, temizliğine ayrı bir önem verilir. Kız. istemeye gidenlere "dünürcü" denir. Dünürcüler, aile büyükleri yanında, kız tarafının kıramayacağına inanılan çevredeki dostlardan da oluşur. Dünürcüler, giderken kaliteli şeker veya çikolata götürür. İlk önce grubun sözcüsü durumunda olan yaşlı ve saygın kişi, uygun bir dille, ziyaret sebebi açıklanır. Kızını verme niyetinde olan aile süre ister. Bu süre sonunda araştırma yapılıp, karar verilirse, erkek tarafı tekrar çağrılır. "Söz Kesimi" denilen olay gerçekleşir, iki tarafta gençlerin ev kurma hazırlıklarının paylaşımını yaparlar. Mesela oğlan tarafı yatak odasını, kız tarafı da misafir odasını hazırlamaya karar verir. Oğlan tarafına tatlı olunsun diyerek, şekerli içecekler ikram edilir. Gelin adayı, saygıyla gelenlerin elini öper, kısa toplantıdan sonra, gelenler dağılır. Kızın ailesinde tatlı bir telaş ve heyecan başlar. Nişan Nişan törenine kız ve erkek tarafının tanıdığı aileler katılır. Haremlik selamlık ilkesine bağlı kalınır. Kız tarafı, ayrı ayrı mekanlarda gelenlere ikramda bulunur.
Büyüklerden biri, kadınlar bölümüne geçip kısa ve özlü bir konuşmayla yüzükleri takar. Bu olaydan sonra, kıza bilezik altın gibi takılar takılır. Takıların çokluğu veya azlığı bazen çevrede konuşma konusu olabilir. Nişanlanan gençlerin sık görüşmeleri hoş karşılanmaz. Bu konuda yöre halkı oldukça muhafazakardır. Düğün Düğün törenleri, ailelerin mali ve sosyal durumlarına göre çeşitlilik gösterir. Başlıca üç değişik düğün şekli görülür; Salon düğünü, rnevlütlü düğün, şenlikli düğün. Şehir merkezinde her üç düğün şekli de görülmektedir. Düğünler genelde üç gün sürer ve cuma gecesi başlar. Cuma gecesi kız evinde kına gecesi yapılır. Kızın arkadaş çevresi toplanır. Kız ortaya oturtularak, yüzü örtülür. Maniler söylenir. Kız genelde bu törenlerde ağlatılır. Düğün gününden bir gün önce erkek tarafı misafirleri yemekli ağırlar. Yemeğin mönüsü (çeşitleri) mali duruma göre değişir. Zengin ailelerde baş yemek olarak taskebabı, biraz fakir ailelerde nohut bulunur.
 Üçüncü günün öğle sonrası gelin alma zamanıdır. Arabalarla konvoy düzenlenip gelin olacak kızın evine gidilir. Konvoyun önünün kesilmesi ilginç bir olaydır. Bu işten ancak bahşişle kurtulmak mümkündür. Konvoyun önündeki süslü arabaya alınan gelin ve yakınlarının üzgün görülmeleri adettendir. Gelin arabadan kayınpederinin yardımıyla iner. Yeni hayata doğru ilk adımını almış olur. Kızın yanındaki yardımcı kadına Yük Yengesi, damadın yardımcısına Sağdıç denir. Gelin yeni evinin kapısından girerken üzerine madeni para ve çerez atılır. . Ertesi günde gelinin yeni evinde yemekli bir toplantı düzenlenir. Gelin misafirlerin elini öper, misafirlere yemek ikram edilir.
 DÎNİ BAYRAMLAR
 Bayram Namazları Yalvaç, ilçesinde Ramazan ve Kurban Bayramı namazları diğer yerleşim yerlerinden biraz daha görkemlidir. "Musalla" denilen mevkiye sabah namazı vaktinde bütün Yalvaç merkezindeki erkekler, yaşı büyük, erkek çocuklar akın akın toplanır. Bayram Namazını topluca kılmak Yalvaçlı için ayrı bir zevk ve gururdur. Namazdan sonra bayramlaşma yapılır. Arefe günü gitmeyen bile, tekrar ziyaret etmek isteyenler mezarlığa giderek, ebediyete göçmüş büyüklerine dua edilir. Bayramlar, Yalvaç´la hem sevinç hem de geçmişle köprü kınına günleridir. Bu manevi hazzı duymak, bu kadar müslümanı Anadolu´da namazda birarada görmek isleyenler, bir bayram günü Yalvaç´a uğramalıdırlar. Ramazan Bayramı Yalvaç´ta Ramazan´ın ayrı bir değeri vardır.
 Muhafazakar bir yapıda olan Yalvaç halkının yetişkinlerinin sağlığı elverişli olmayanlar dışında tümü, oruç ibadetlerini yerine getirir.Ramazan ayında iftar sofraları Yüce Allah´ın bereketiyle zenginleşir. Ramazan ayı öncesinde mahalli yemek olan "şepit böreği" hazırlıkları da ayrı bir yer tutar.Zenginler, bu kutsal ayda düşkün ve fakirleri iftar sofralarına davet ederler. Ayrıca hali vakti yerinde olanlar, bilhassa yiyeceklerden oluşan hediye paketlerini fakirlere dağıtırlar. Ramazanın son haftasında baklava yapımına girişilir. Cevizli baklava yapımı yaygın olmakla birlikte, yöreye has kesmik baklavası da sevilerek yenilen bir tatlıdır. Bayram sabahı hemen her yetişkin erkek, yukarıda belirdiğimiz Musalla yöresinde topluca bayram namazı kılar. Camiden gelinince büyüklerin eli öpülür. Zengin bayram sodasına oturulur. Yemekten sonra da dost ve akrabalara bayramlaşmaya gidilir. Kurban Bayramı Kurban Bayramına hazırlık bir ay önceden başlar Hemen her evde kurban kesilir. Kurban için seçilen hayvanlar, kesen kişinin mali ve sosyal durumuna göre değişir. Koç ve erkeç denilen erkek keçi tercih edilen kurban türlerindendir. Kurban için alınan koçtan çeşitli renklere boyayıp gezdirmek, evin erkek çocukları için ayrı bir mutluluk ve sevinç kaynağıdır, Kurban bayramı namazı topluca Musalla´da kılındıktan sonra aile içinde bayramlaşılır. Sonra kurban kesimi gerçekleşir. Koyunlar üç parçaya ayrılır. Bir parçası evde bu akılır, bir parçası misafirlerle yenir, kalan parçası da fakirlere dağıtılır. Kurban derileri hayır kurumlarına vermede titizlik gösterilir
 HIDIRELLEZ
 Baharın müjdecisi olan hıdırellez günleri de Yalvaç´ta önemli günlerdendir. Hıdırellez günü her zaman bolluk ve bereketin simgesi olarak tanınır. Bu günde, "Hıdırlık Mevkiinde" gönç kızlar toplanıp kendi aralarında eğlenirler. Genç erkekler de ileride eşleri olabilecek genç kızları görebilmek amacıyla buraya akın ederler. Ama ne demişler: Ya nasip, kime niyet, kime kısmet!...
 DOĞUM ADETLERİ
 Yalvaç ve çevresinde doğum olayı, önemli bir olayıdır. Yeni gelinlerin hamile oldukları anlaşıldıktan sonra, çocuk için çeyiz yapımına başlanır. Bu çeyizi hem anne adayı, hem de kız ve oğlan anneleri hazırlar. Anne adayı, doğuma kadar el üstünde tutulur. Kendisine ağır iş yaptırılmaz. Bir dediği iki edilmez. Kırsal kesimde oğlan çocuğu babası olmak ayrı bir gururdur. Genel olarak" kız olsun, oğlan olsun ayıpsız olsun" anlayışından hareket edilir. Baba olan kişi, müjdeyi getirene değerli hediyeler verir. Kız tarafı da " beşik" ve diğer hediyelerle "çocuk görmeye" gelir. Çocuğun doğduğu evde yemekte ağırlanır.
 SÜNNET
 Müslümanlığın temel adetlerinden olan "Sünnet Merasimi" Yalvaç´ta ayrı bir önem taşır. Genellikle ilkokul çağında sünnet yaptırılan çocuklar, erkekliğe ilk adımını atmış sayılır. Çocuğa alınan renk renk sünnet kıyafetleri bir hafta önceden alınır. Bu kıyafetler düğün sahibinin maddi durumuna göre değişir. Düğün töreni, cumartesi sabahtan başlar. Genellikle sünnet yapılan evde, konuklar yemekli ağırlanır. Sünnet kıyafeti giymiş olan çocuk misafirlerin elini öper, onlarda güçleri ve yakınlıkları oranında çocuğu para veya altınla ödüllendirir. Çocuğun sünneti ikindi sonrasında gerçekleşmeden önce, bazen düğün konvoyu gezdirilir. Çocuk cami etrafında dolandırılır. Gezinti bittikten sonra, sünnet gömleği giydirilen çocuk, tebrikler arasında erkekliğe adımını atar.
 YALVAÇ İLÇE YEMEKLERİ
 DAMAK TADINDA ; YALVAÇ MUTFAĞI...
 YALVAÇ MUTFAK KÜLTÜRÜ
 Yalvaç'ta günümüzde çoğunluğu bahçe içinde iki katlı evlerde yaşanmaktadır. Yalvaç evlerinde genelde girişte küçük bir antreden geniş bir hole geçilmektedir. Odaların ve mutfağın bu hol ile bağlantısı bulunmaktadır. Mutfakların konumu, genelde girişe yakın olmaktadır. Ortalama 8-10 m2 büyüklükteki mutfakların genelde bir balkon yada bahçe ile bağlantısı bulunmaktadır. Mutfaklarda daha çok hareketsiz, üzeri seramik ya da mermer yüzeyli çalışma merkezleri yer almaktadır. Yiyecek hazırlama ve servis araçları, çalışma merkezlerinin altındaki ve üstündeki dolaplara ya da raflara yerleştirilmektedir. Yalvaç'ta pişirme aracı olarak çoğunlukla iki yada dört gözlü yada fırınlı likit gaz ocakları kullanılmaktadır. Kış aylarında evin ısıtılmasında kullanılan sobalar da zaman zaman pişirme işlemi için kullanılabilmektedir. Yörede, hazırlandıktan sonra pişirilmek üzere mahalle fırınlarına gönderilen yiyecekler de üretilmektedir. Yalvaç'ta kaloriferli evlerin mutfağında ısınma sorun olmamaktadır ancak sobalı evlerde ısınma için ayrıca bir ısıtma aracı da kullanılmaktadır.
Yalvaç mutfaklarında aydınlatma genelde doğal yöntemle olmakta, lokal aydınlatmaya çok fazla rastlanmamaktadır. Yalvaç'ta yaşayan ailelerin çoğunluğunun, yemeklerini tüm aile fertleri bir aradayken yemeyi tercih ettikleri ve bu yolla aile bağlarının güçlendirilmesine özen gösterdikleri belirlenmiştir. Yalvaç'ta yaşayan ailelerin çoğunluğunun, yemeklerini yer sofrasında yemeyi tercih ettikleri ve bu şekilde geleneksel kültürlerini sürdürdükleri tespit edilmiştir. Yalvaç'ta yaşayan ailelerin çoğunluğunun ayrı tabaklarda yemek yedikleri; önemli bir kısmının ise, aynı tabaktan yemek yeme alışkanlığını sürdürdükleri belirlenmiştir. Yalvaç'ta yaşayan ailelerin çoğunluğunun, günde üç öğün yemek yemeye özen göstermeye çalıştıkları ve bu şekilde düzenli beslenme eğilimi içinde oldukları belirlenmiştir. Yalvaç'ta yaşayan ailelerin çoğunluğunun, gün içinde akşam öğününe daha fazla önem verdikleri ve geçiştirme oranının en az olduğu öğünün akşam öğünü olduğu tespit edilmiştir. Yalvaç'ta yaşayan ailelerin çoğunluğunun, kahvaltıda vitamin, mineral ve protein yönünden zengin ve kalori değeri yüksek olan yiyecekleri tüketmeyi tercih ettikleri belirlenmiştir. Yalvaç'ta yaşayan ailelerin çoğunluğunun, kahvaltıda içecek olarak çay tüketmeyi tercih ettikleri belirlenmiştir. Yalvaç'ta yaşayan ailelerin çoğunluğunun, ara öğünlerde çeşitli meyveler, salatalık ve domates gibi sebzeler tüketmeyi tercih ettikleri tespit edilmiştir. Yalvaç'ta yaşayan ailelerin çoğunluğunun, ara öğünlerde de kahvaltıda olduğu gibi çay tüketmeyi tercih ettikleri belirlenmiştir.
 Yalvaç'ta yaşayan ailelerin besin maddelerini çeşitli yöntemlerle sakladıkları belirlenmiştir. En yaygın olarak uyguladıkları yöntemin kurutma yöntemi olduğu ve bu yöntemi en yüksek oranda meyvelere, sebzelere ve tarhana, erişte, bulgur üretimi amacı ile tahıllara, pastırma üretimi amacı ile de ete uyguladıkları tespit edilmiştir. Salça ve turşu üretimi yapmayan aile oranının ise çok düşük düzeyde olduğu belirlenmiştir. Yörede hıdırellez, bişi ayı ve hasır yakma töreni, pazar geleneği ve pazar duası, dini bayramlar, düğün, doğum, sünnet, ölüm gibi özel ve törensel günlere ilişkin çeşitli adetlerin ve bu günlere ilişkin özel yemek listelerinin bulunduğu belirlenmiştir. Hızır ve ilyas peygamberlerin buluştuğu gün olduğuna inanılan ve toprağın kış uykusundan uyandığı, baharın geldiği düşünülen, genellikle Hıdırlık'ta kutlanan hıdırellezde; hıdırellez buğdayı, gölle, kuruyemiş, taze ve kuru meyve tüketildiği tespit edilmiştir. Kuraklıktan korunmayı ve bereketi simgelediğine inanılan bişi ve hasır yakma töreninde; evlerden toplanan eski sele, sepet, hasır gibi eşyaların büyük bir ateşte yakıldığı, "bişi" adı verilen yağda kızartılmış ekmek hamurunun gün boyu herkese ikram edildiği ve evlere dağıtıldığı belirlenmiştir. Yalvaç'ta yoğurt pazarı, konfeksiyon (giysi) pazarı, meyve-sebze ve diğer ürünlerin satıldığı pazar olmak üzere üç tür pazar kurulduğu belirlenmiştir.




 Yoğurt pazarında ve meyve-sebze pazarında daha çok evlerde ve yörede üretilen ürünlerin pazarlandığı ve bu nedenle bu iki pazarda satıcıların çoğunluğunun kadın olduğu belirlenmiştir. Pazarda satışların ancak, pazarın bereketli olması amacı ile din görevlisi tarafından yaptırılan dua sonrasında başlayabildiği tespit edilmiştir. Ramazan (Şeker] Bayramı'nda, bayram namazından sonra aile büyüklerinin evinde toplanılarak bayram yemeği yenildiği, bir çok evin bayram sofrasında doğa çorba, yaprak sarma, su böreği ve kesmik baklavası bulunduğu belirlenmiştir. Kurban Bayramı'nda bayram namazından hemen sonra kurban kesimini başladığı, kurbandan ilk ayrılan böbrek, çoban dövüştüren gibi kısımların kavrularak o zamana kadar hiçbir şey yememiş olan kişilere sunulduğu, evlerde bayram sofrasında et kavurma, yaprak sarma, su böreği ve kesmik baklavası bulunduğu tespit edilmiştir. Sünnet törenlerinde çocukların özel sünnet kıyafetleri ile gezdirildiği, çocuğun sağlığına çabuk kavuşması amacı ile mevlit okutulduğu, mevlitten sonra konuklara şerbet,
 baklava, börek ikram edildiği, sünnet düğünü yapıldığında ise yoğurtlu düğün çorbası, tas kebabı, pilav, hoşaf ve irmik helvasının düğün yemeği olarak sunulduğu belirlenmiştir. Bazı düğün yemeklerinde nohutlu yahninin de yer aldığı tespit edilmiştir. Yalvaç'ta doğumlarda konuklara çoğu ailelerde yöresel şekerden hazırlanan loğusa şerbeti ve loğusa peltesi sunulduğu belirlenmiştir. Cenazelerde cenaze evinde ilk gün helva pişirilip konuklara ikram edildiği, daha sonraki günlerde 10-15 gün kadar cenaze evinde yemek pişirilmediği ve aile yakınlarının, komşuların hazırlayarak getirdikleri yemeklerin ya da pide-ayran vb. yiyeceklerin hep birlikte tüketildiği belirlenmiştir. Yalvaç'ta yemeklerde hayvansal protein kaynağı olarak genelde pastırma adı ile anılan ve atalarımızın göçebe toplum kültüründen yansıdığı düşünülen kurutulmuş et kullanıldığı; yağ olarak genelde hayvancılığın bir yansıması olduğu düşünülen ve hayvancılıkla uğraşmayan ailelerde dahi damak tadının bu yönde gelişmiş olması nedeniyle kullanımı hala sürdürülen kaymak yağı kullanıldığı ve yemeklerin yaklaşık hepsinde bulgur kullanıldığı tespit edilmiştir. Geleneksel Yalvaç yemeklerinde dolma adı altındaki yemeklerde
iki farklı hazırlanış yöntemi uygulandığı ve bunlardan birinin genelde etli, bulgurlu olarak hazırlanan sebze yemekleri olduğu, diğerinin ise genelde kurutulmuş sebzelerle hazırlanan yemekler olduğu belirlenmiştir, ikinci yöntemde kurutulmuş sebze (biber, patlıcan kurusu vb.) haşlandıktan sonra ya içinin et, bulgur, soğan, baharat karışımı ile doldurulduğu yada dolma harcının sebze (yaprak, kabak kurusu vb.) ile sarıldığı tespit edilmiştir. Kuru sebzelerle hazırlanan bu tür dolmaların servisinde, yanında yoğurt sunumunun yaygın olduğu belirlenmiştir. Yalvaç'ta çorba yapımında genelde iki yöntem izlendiği; bu yöntemlerden birinde yağ ile yardımcı bazı besin maddelerinin (un, salça vb.) kavrulduğu, üzerine su ve ana besin maddesi ilave edildiği; diğerinde ise kaynayan suyun içinde ana besin maddesi pişirildikten sonra yardımcı besin maddeleri ilave edildiği tespit edilmiştir. Çorbalar hazırlandıktan sonra da üzerine kızdırılmış yağ ve acı kırmızı pul biber eklendiği belirlenmiştir. Yalvaç'ta yaşayan ailelerde et yemekleri adı altında tüketilen yemeklerin üç grupta toplandığı belirlenmiştir.
Birinci grupta etli fasulye, ıspanak kavurma, karnıyarık, etli patlıcan, patates yahni, etli pırasa vb. gibi 100-200 gr kuşbaşı et yada kıyma kullanılarak yapılan ve ana maddesi sebze olan yemeklerin; ikinci grupta güveç, saç kavurma, banak, ciğer yahni, mıhlı, ini köfte, Akşehir yahnisi, bütün et, çökertme kebabı, tas kebabı, sucuk içi köfte adlarıyla anılan ve yöresel olduğu düşünülen, ana maddesi et olan yemeklerin; üçüncü grupta İzmir köfte, mantarlı biftek, orman kebabı, kürdan kebabı, patlıcanlı alkın kebabı, fırın köfte, tavuk yemeği, pirzola, tavuk köftesi vb. gibi ülkemizin bütün mutfaklarında görülebilecek nitelikteki ana maddesi et olan yemeklerin yer aldığı tespit edilmiştir. Yalvaç ailelerinde sebze yemeklerinin hazırlanmasında taze sebze kadar sebze kuruları da (sebze çeşidinin bol olduğu mevsimlerde bile) kullanıldığı belirlenmiştir. Sebze yemeklerinin hazırlanmasında, bol salça kullanıldığı ve domates kullanılmış olsa dahi salça ilavesi yapıldığı; soğanın yağ ile birlikte sararıncaya kadar kavrulduğu ve üzerine salça ilave edilip bir süre daha kavurma işlemine devam edildiği; ince yapılı yöresel bir tür pırasanın çeşitli yemeklerde,
salatalarda ve böreklerde çok yaygın olarak kullanıldığı; birçok sebze yemeğinde bulgur kullanıldığı ve birçok sebze yemeğinin servise yoğurt ile birlikte sunulduğu tespit edilmiştir. Yalvaç'ta yaşayan ailelerin kuru baklagillerden, zeytinyağlı ve etli olarak ak fasulye adı altında kuru fasulye, nohut, mercimek yemeklerini sıklıkla hazırladıkları, zaman zaman zeytinyağlı barbunya ve kuru bakla da pişirdikleri belirlenmiştir. Baklagil yemeklerini bulgur pilavı ve yoğurt ile birlikte servise sundukları; mercimekten yapılan yemek türlerinin hazırlanmasında da bulgur ilavesi yaptıkları tespit edilmiştir. Etli kuru baklagil yemeklerinde kemikli et, kemikli kavurma ve kıkırdak (kuyruk yağı, iç yağının küçük küçük kesilerek kavrulduktan ve yağı alındıktan sonra arta kalan organik madde) kullandıkları ve etli bir kuru baklagil yemeği olan "keş-kek"in birçok ailede sıklıkla yaygın olarak hazırlandığı; kuru fasulye, nohut ve "keşkek"in hazırlanmasında pişirme kabı olarak çömlek tercih edildiği ve mahalle taş fırınlarında pişirildiği belirlenmiştir. Yalvaç ailelerinde yaygın bir şekilde sıklıkla bulgurdan sade, sebze ilaveli ve baklagil ilaveli pilavlar hazırlandığı; pilavların kaymak yağı, kuyruk yağı, kıkırdak ile hazırlanabildiği; et ile hazırlanan pilavlarda kavurma, tavuk eti ve kuzu eti kullanıldığı belirlenmiştir. Bulgur ile hazırlanan pilavlarda bulgur ve salçanın yağda kavrulduğu; pirinç ile hazırlanan pilavlarda pirinç ve şehriyenin yağda kavrulduğu; salma pilavlarda ise kızdırılmış yağ ve salçanın pilavların üzerine sonradan döküldüğü tespit edilmiştir. Yalvaçlı ailelerde hem kesme makarna (ev eriştesi) hem de hazır makarna kullanıldığı; makarnanın önce bol suda haşlanıp suyunun süzül-düğü sonra da üzerine kızdırılmış yağ (genellikle kaymak yağı) döküldüğü belirlenmiştir. Yalvaçlı ailelerde böreklerin genellikle ya daha önce hazırladıkları yufka ekmekleri ile yapıldığı yada o anda hazırladıkları mayalı ya da mayasız hamurları kullanarak yapıldığı belirlenmiştir. Böreklerin daha çok tepside ve sacda pişirildiği ve böreklere yöresel özellik kazandıran unsurun; yöreye has yoğurt, peynir, sebzeler, kıkırdak, tahin, kaymak vb. özel tat ve aromadaki ürünlerin veya karışımlarının börek içi olarak kullanılması olduğu tespit edilmiştir. Yalvaç mutfak kültüründe yer alan hoşaflarda ve kompostolarda tek tür meyve kullanılabildiği gibi birkaç meyve türü karışımının da kullanıldığı belirlenmiştir. Yalvaç mutfak kültüründe özel günlerin tatlısının baklava olduğu ve baklava, güllaç gibi tatlılarda harç olarak kesmik kullanıldığı; kesmik ve baklava açmakta kullanılan nişastanın evlerde üretildiği ve tatlıların kaymak ile birlikte servis edildiği tespit edilmiştir. Yalvaç ailelerinde yaygın olarak sıklıkla sütlacın, un yada nişasta kullanılarak kıvam kazandırılmış peltem-si tatlıların hazırlandığı ve bu tatlılara pekmez, süt, tahin haşhaş gibi besin maddeleri ile özel bir yapı, tat ve aroma kazandırıldığı belirlenmiştir. Yalvaç mutfak kültüründe mevsimlik bir çok sebzeden salata hazırlandığı, pırasanın çok kullanıldığı ve bazen soğan yerine diğer salatalara eklendiği, salataların yoğurt ile servis edildiği belirlenmiştir. Yalvaç ailelerinde doğal, ekonomik ve kültürel nedenlerle yoğurt tüketiminin en üst düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Yalvaç'ta merkezi alanlarda yer alan mahalle fırınlarının içinin tamamen taş ile örülmüş olduğu, gazellerle ısıtıldığı ve Yalvaç ailelerinin ekmek, börek ve yemek üretiminde çok sıklıkla kullanıldığı, içinde pişen yiyeceklere özel bir aroma kazandırdığı, yöre halkı için çok fonksiyonel olduğu belirlenmiştir. Yalvaç'ta evlerin çoğunluğunun bahçe içinde iki katlı olduğu, girişten ulaşılan hol ya da yaşama ünitesinin (salon) evin odaları ve mutfağı ile direkt bağlantısı bulunduğu, ev ısıtma aracının salon ya da holde yer aldığı ve diğer mekanların bu alandan ısındığı belirlenmiştir. Hol yada salon ile direkt bağlantısı olan mutfakta ayrıca servis kapısı, bahçe kapısı yada balkon çıkışı bulunduğu tespit edilmiştir.
Yalvaç Müzesi
 YALVAÇ İLÇE TİCARET TİCARİ HAYAT
 Yalvaç ilçesi çevresindeki kasaba ve köylerle birlikte büyük bir ticari potansiyel oluşturur. Bu potansiyel ,çevredeki ilçelerin katılımıyla daha da genişler. Pazartesi günleri Yalvaç'ta kurulan pazarın büyüklüğü görenleri mutlaka şaşırtır. Yalvac'ı ziyaret eden pek çok ünlü kişi pazardaki canlılığı görünce şaşkınlıklarını gizlememişlerdir.
 Antalya, Aydın, Denizli illeriyle çevre il ve ilçelerden gelen kamyonlar dolusu sebze-meyve güneşin erittiği kar yığınları gibi, akşama kadar satılır pazara kasaba ve köyler yanında Gelendost, Senirkent. Karaağaç gibi ilçelerden de alıcı ve satıcılar gelir. Dikkate değer bir husus pazaryerinde alışverişin "dua" ile başlamasıdır.
Yalvac'ın köy ve kasabalardan gelenlerde,getirdiği taze ve doğal ürünlerine bu pazarda pazarlar kazandıkları para ile çeşitli ihtiyaçlarını karşılarlar. Pazarda satılan mahalli ürünler içinde kaymak, kaymakyağı, yoğurt önemli bir yer tutar. Yalvaç'ta ticari faaliyet, pazartesi günler dışında da canlıdır.Yalvaç'taki giyim mağazaları, gıda ve şarküteri faaliyeti yürüten mağazalar il düzeyinde olanları aratmaz. Ayrıca, dericilik ve halıcılık meyvecilik sahalarında da canlı bir ticari faaliyet vardır. Yalvaç'ta küçük sanayi de gelişmiştir.
 Oto tamir ve bakımı hususundaki faaliyetler çok ileri düzeydedir. Sanayi sitesinde yapılan ağaç doğramalar da görenlere parmak ısırtır. Ayrıca demir doğrama işleri de ileri düzeyde yürütülen faaliyetler arasındadır.